Bu Blogda Ara

24 Temmuz 2013 Çarşamba

Bir Tarihi Roman 'Çerağlar Uyanırken'

A. Yılmaz Soyyer: Çerağlar
Uyanırken – Toplandı erenler
yine meclis-i cemde
 – Doğan Kitap, İstanbul, 2008,
224 S.,
ISBN 978-975-991-909-2
"Bu ilm ü bu takarrüb lütf u ihsan-Huda'dandır
Değil zann u kıyas ile akıl irmez buna heyhat!"

Sadık Abdal

[İsmail Engin] - 19. yüzyıl Bektaşilik tarihinin önemli araştırmacılarından A. Yılmaz Soyyer "Çerağlar Uyanırken – Toplandı erenler yine meclis-i cemde –" adını taşıyan ve eylül 2008'de ilk baskısı yapılan 224 sayfalık tarihi romanında, 1826'da Sultan II. Mahmud tarafından kapatılan Bektaşi tekkelerinin, Nakşibendi tekkesi olarak yeniden açılması, eserin kahramanı Hasan etrafında gelişen olaylarla konu ediniyor.

"Çerağlar Uyanırken" "Bir idamlığın oğlu", "Küçük Selimiye Tekkesi'nde", "Gülendam", "Şeyhülislamlık'ta", "Bandırmalı Tekkesi'nde", "Hıdır Molla'nın sonu", "Halil Revnaki Baba", "Düğüne doğru", "Dârülmuallimîn", "Tercüme Odası'nda", "Düğün", "Rebap", "Sandık", "Gülendam Fransızca öğreniyor", "Sanki kırklar meclisi", "Balat", "Dans", "Gülfidan'ın aşkı", "Dedikodu kazanı", "Edhem Baba yargılanıyor", "Balo", "Gülfidan'a bir talip daha", "Paris'e doğru", "Paris'ten ilk mektup", "Paris'ten ikinci mektup", "Bir sülüs hat", "Revnaki Baba, Şahkulu Dergâhı postunda", "Hasan'ın ikrarı" kısımlarından oluşuyor.

1826'da Bektaşi tekkeleri kapatılırken "şeriata aykırı davranmakla, Kuran sayfalarını şarap şişelerine tıkaç yapmakla, kendi inancı doğrultusunda Allah kelamını değiştirmekle" suçlanan Bektaşi Babası Kıncı Feyzullah Baba'nın idam edilmesinden sonra, oğlu Hasan'ın "Hasanü'l Bektaşi"liğe (Mutezilikten → Bektaşiliğe) geçiş sürecinin yanı sıra, Osmanlı okul sisteminde (Medrese → Dârülmuallimîn) ve sosyal hayatında başlayan, yenileşme – değişim hareketleri ve Bektaşiliğin Sultan Abdülmecid döneminde gayriresmî de olsa yeniden iade-i itibar kazanması, romanın ana konusunu oluşturuyor.

Eser, kuşkusuz bu bağlamda kültür-kişilik ilişkisinden hareketle din kimliği bazında sosyolojik analizleri de içeriyor: Hasan'ın kültürel-dinî kimliğinde birbirinin zıddı gibi görünen rasyonalizm / akılcılık ile mistizmin / tasavvufun nasıl örtüşebilip içselleştirildiğini veriyor. Medresede eğitimini tamamlayan "Molla" Hasan'ın, zaman içerisinde babasını ve onun sosyal – kültürel, ("bastırılmış" / "sindirilmiş") dinî çevresini ("yeniden") keşfedip Batı kültürünü de tanıyan "Dârülmuallimîn öğretmeni" olarak Bektaşiliğe ikrar vererek intisâb etmesini, dönemin tarihsel olayları örgüsünde – sarmalında okura sade bir dille sunuyor.

Nereye gittiğini sorgularken, kendini hayatın ve olayların akışına bırakan Hasan'ın kimliği kapsamında, inanmadığı bir yolun inançsız yolcusunun, inandığı yolun inançlı yolcusuna dönüşümü, kendini bulması ve sırlarla dolu bir dünyayı keşfetmesi esnasındaki içsel çelişkileri ve bunları bertaraf edebilmesi romanda başarılı bir şekilde işleniyor.

"O, nerede anarsan oradadır" diyen "Molla" Hasan'ın, "O, her şeyde, her yerde tecelli etmiştir" görüşünü kabul etmesinin sancılı dönemi ve eserin kahramanının bu meyanda "erişkinleşmesi" 1826'da kapatılan Bektaşi tekkelerinin 22 yıl sonra yeniden canlanışının öyküsü içerisinde söz konusu tarihi romanın odak noktası oluyor.

Diğer taraftan, Sultan II. Mahmud döneminde darmadağın edilen; Celvetilere, Mevlevilere ve Halvetilere sığınan, yalnızlaşan ve Osmanlı tarafından sürülen Bektaşilerin, Sultan Abdülmecid döneminde yeniden nasıl derlenip toparlanabildikleri yalın bir anlatımla okura aktarılıyor.

Kendilerine yönelik yasağın ceberrut bir şekilde devam ettiği dönemde, Bektaşi tekkelerinin ve Bektaşilerin birbirleriyle irtibata geçmek için oluşturdukları organizasyonun hayata geçişinin yansıtılması da eserde dikkate değer bir başka husus.

Keza, uzun yıllar sonra "görünürde" Nakşibendi tekkesi olarak yeniden açılan Şahkulu Bektaşi Tekkesi'nin postnişini Revnaki Baba'nın ölümünün ardından cenazesini bağlamında Osmanlı Devleti'nin içinde olduğu durumu, yazar romanda şu şekilde veriyor:
"Seyid Nizam Tekkesi bugüne kadar böyle bir kalabalık görmemişti. Padişah Abdülmecid Han da oradaydı. Şeyhülislam Arif Hikmet Efendi, ‘er kişi niyetine' diye niyet ettiğinde cümle canlar, bütün dervişan ve halk Halil Revnaki Baba'nın cenazesi için saf tuttu. Perişan Ali Baba, Bektaşi geleneklerine uygun olarak yıknamış, kefenlenmişti. Yasaklı bir tarikatın, yıllarca hor görülmüş babasının cenazesinde devrin padişahı saf tutuyor, namazını şeyhülislam kıldırıyordu. Herkes bu tabutun içindekinin bir Bektaşi canı olduğunu biliyordu, lakin hâlâ bu yol yasaklı, bu yolun tekkeleri kapalıydı. Babasının koyduğu yasağı kaldıramayan bir padişah, kendinden öncekinin sürgüne yolladığı, yok saydığı bir insanın cenaze namazını kıldıran bir şeyhülislam ancak Şark'ın esrarlı topraklarında görülebilirdi."
"Çerağlar Uyanırken"in en önemli kısımı, kuşkusuz eserin kahramanı Hasan'ın Bektaşiliğe giriş / geçiş / intisâb etme törenini konu edinen "Hasan'ın ikrarı" kısmı. Burada, Babagân Bektaşiliğin "(Bektaşi) sırrı"nın ikrarla ilgili bölümü, tüm ayrıntılarıyla ve önemli – belli başlı "semboller" anlamlarıyla açıklanarak; usta bir kalemin ve akademisyenin elinden "sır fâş eyleniyor", tüm yalınlığıyla okurla buluşturuluyor... Eser, bu sayede, olumsuz önyargıların giderilmesi için, çok önemli bir işlev üstleniyor.

Eserde Fazlullah Esterabadi / Cavidanname; Mevlanâ Celaleddin Rumi / Rubaiyat , Mesnevi; İbnü'l Arabi / Anka-i Muğrib / Fütühat; Hacı Bektaş Veli / Makalat; Erkânname; Dürr'e-i Yetim; Giritli Ali Resmi Baba / Uyun-ı Hidaye; Hıdır Molla / Şer Yuvası Bektaşilik Nedir? Bektaşiler Kimlerdir?; Naima Tarihi; Kâtip Çelebi / Mizan ül-Hak gibi yazarlara ve yapıtlarına da ana hatlarıyla yeri geldiğinde değiniliyor.

A. Yılmaz Soyyer'in "Çerağlar Uyanırken" adlı tarihi romanı, yalın bir anlatımla hem belirli bir dönemin olaylarına ışık tutması açısından, hem belirli bir kesime yönelik olumsuz önyargıları gidermesi açısından, hem de 19. yüzyıl Osmanlı'sının sosyo – kültürel, dinî yapısını okura aktarması açısından önemli. Ancak, daha da önemlisi dönemin Bektaşiliğinin yapısı ve yapılanması açısından içerdiği bilgiler. Bu bağlamda söz konusu roman, edebi kimliğinin yanı sıra, eğitici ve öğretici yönüyle ağırlık kazanıyor.

Bektaşiliği tanımak isteyenler, bu tarihi roman aracılığıyla birçok bilgiye ulaşabilir... [İsmail Engin]

A. Yılmaz Soyyer: Çerağlar Uyanırken – Toplandı erenler yine meclis-i cemde – Doğan Kitap, İstanbul, 2008, 224 S., ISBN 978-975-991-909-2

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder